Türkiye’de Bisikletin Tarihçesi
Türkiye’de Bisikletin Tarihçesi
Motorlu taşıt kullanımının artmasıyla park sorunu büyük sorun haline gelmiştir. Kalabalıktan kaçmak, park sorunu yaşamamak için alternatif olarak Türkiye’de bisiklet de ulaşım amaçlı kullanılmaya başlanmıştır. Bu artış yıllara göre incelendiğinde, genellikle ailelerin çocuklarına yaz tatillerinde bisiklet kullanımı için karne ödülü olarak bisiklet hediye etmeleri şeklinde yaygınlaşmışken, günümüzde küçük yaşlardan büyük yaşlara farklı amaçlarla, farklı ödüllendirmeler ile bisiklet kullanımının arttığı görülmektedir. Türkiye; sahip olduğu coğrafi yapısı, doğa ve iklim koşulları bakımından bisiklet kullanımına elverişlidir. Aynı zamanda sahip olduğu nüfus ile bisikletin hitap ettiği kitleye uygundur.
Osmanlı’da 1880’li yıllarda bisiklet, Osmanlının başkenti olan İstanbul dışında çok fazla şehirde kullanılmamıştır. O kadar fazla olmasa da İstanbul’u takip eden şehirler, İzmir ve Selanik’tir. İzmir’ de ilk bisiklet yarışı 1895 yılında yapılmış ve spor oyunlarında bisiklete de yer verilmeye başlanmıştır. İstanbul’da ise ilk bisiklet yarışması yine 1895 yılının Ağustos ayında düzenlenmiştir. İstanbul’da farklı olarak 1907 yılında kullanılan bisikletlere belediye teşkilatı tarafından numara verilerek sahibi ve kullanıcısının adı defterlere kayıt edilmeye başlanmıştır. Bu da bisiklet kazaları veya herhangi bir sorunda suçun kime ait olduğunu tespit etmede yardımcı olma amaçlıdır. (Aydilek ve Sarıçiçek, 2017).
Osmanlı döneminde ilk bisiklet yarışları 1897 yılında Selanik’te ahşap tribünlü velodromda düzenlenmiştir. Bu yarışların iyi gelir getirdiğini gören Leon Efendi ve ortağı Papazyan 1910-1912 yıllarında ilk bisikletin vermiş olduğu heyecan ve getiriler ile bisiklet yarışını düzenleme kararına varmıştır. Dönemin geçirmiş olduğu belirli zorluklardan dolayı Osmanlı’da düzenlenen bisiklet yarışlarına devlet tarafından yasaklama getirilmiştir. Yasaklanan bu yarışlar, II. Meşrutiyet’ in ilanından sonra tekrar canlanmıştır. Bu canlanmada Fenerbahçe kulübünün bu spora önem ve ağırlık vermesinin rolü büyüktür. İlk yol yarışları Fenerbahçe, Maslak ve Bakırköy’ de, pist yarışları ise Fenerbahçe stadında yapılmıştır. Aynı zamanda bisiklet Osmanlı’da 1913 yılında zabıta ve Polis Müdürlüğü gibi kurumlarda bir taşıt olarak kullanılmıştır. Aynı dönemlerde yine ordu içinde bisiklet birliklerinin de yer aldığı bilinmektedir (Aydilek ve Sarıçiçek, 2017).
1923’te İdman Cemiyetleri İttifakı’nın kurulmasından sonra oluşturulan ve aynı yıl FIAC üyeliğine kabul edilen Bisiklet Federasyonu, bisiklet sporunun sadece belirli şehirlerde değil tüm ülke kapsamında gelişiminde önemli rol oynamıştır. Bisiklet Federasyonun ilk başkanı Muvaffak Bey (Menemencioğlu)’dir. Türkiye’de ilk milli takım 1924’te oluşturulmuş ve aynı yıl düzenlenen Olimpiyat Oyunları’na hazırlanılmıştır. Fakat ülkede bisiklet bulunmaması ve yeterli imkânlara sahip olunmaması nedeniyle ülke olimpiyat oyunlarına katılamamıştır. Bisikletle ilk milli karşılaşmamız ise 1927’de Bulgaristan ile Taksim Stadında gerçekleşmiştir. Daha sonra 1928’de Ege Turu adıyla Türkiye’nin ilk uzun etaplı turu düzenlenmiştir. 1940 yılında ilk kez düzenlenen Balkan Bisiklet Pist yarışmasında iki gümüş madalya kazanılması da bisikletle ilgili ülkenin kendini yenilediği ve hedefler belirlediğini ortaya koymuştur. 1949 yılında pist bisikleti yarışı olarak nitelendirilen veledrom Konya’da ilk kez gerçekleştirilmiştir. 1953 yılında düzenlenen İstanbul- Ankara Bisiklet Yarışı ile spor dallarından kabul edilen bisiklet yarışlarında yeniden canlanma görülmüştür. 1963 yılında “Marmara Bisiklet Turu” adıyla düzenlenmekte olan turun kapsam ve niteliği geliştirilmeye çalışılmıştır. Tüm bu gelişimler ve kurulan kulüplerle bisiklet yarışmalarının günden güne önem kazandığı görülmektedir. Türkiye’nin ilk bisiklet kulübü ise 1968 yılında kurulan “İstanbul Bisiklet Kulübü ”dür. Birçok başarıya imza atan kulüp, daha iyisi için gönüllü bisiklet severler ile çalışmayı amaç edinmiştir (TBF, 2017).
2007 yılında iyileşmeye giden Bisiklet Federasyonu uluslararası alanda boy göstermeyi ve başarı elde etmeyi amaçlamıştır. Bu başarılar arasında en önemlisi, Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nun 2008 yılında kategorisini yükselterek uluslararası arenada yerini almayı başarmasıdır. Bu başarılara bir yenisini ekleyen Bisiklet Federasyonu, 2010 Avrupa Yol Şampiyonası etkinliğinin Ankara’da gerçekleşmesini sağlamıştır (TBF, 2017).
Dünyada bisiklet sporunun uluslararası yarışların düzenlenmesi, tasarlanması, yeri ve zamanının belirlenmesi ile yetkili tek kurum UCI (Uluslararası Bisiklet Birliği)’dır. Türkiye’de ise, bisiklet yarışları düzenlemek, bisiklet sporunu sevdirmek, özendirmek ve kullanımını arttırmak, dünya bisikletinde ülke adına isim yapmak ve marka ülke haline gelmek, yurtiçinde düzenlenen profesyonel organizasyonların kalitesini arttırmak ve topluma bisikleti sevdirip sağlıklı bir yaşam çerçevesinde buluşmasını sağlamak gibi görevleri üstlenen tek kuruluş Bisiklet Federasyonu’dur (TBF, 2017).
KAYNAKÇA
Aydilek, B. ve Sarıçiçek, C. (2017). Ortaöğretim Spor Lisesi Bireysel Sporlar Bisiklet Ders Kitabı. Milli Eğitim Yayınları.
TBF, Türkiye Bisiklet Federasyonu. (2017). http://bisiklet.gov.tr/federasyon-2/tarihce/federasyonumuzun-tarihi (11 Ocak 2018).